|
AVŞAR YÖRÜKLERİ VE ÇAKAL(ÇAKIL) YÖRÜKLERİ.
***Yörüğün tarihi yoktur.Nesilden nesile aktarılan söylemlerdir.
***Yörüğün Tarihi nesilden nesile aktarılan söylemlerdir.
Avşar yörükleri,en büyük ve tanınmış yörük boyudur.18 veye24 aşirete bölündüğünden bahsedilir.Karaçakal yörükleri, Avşar boyundan Çakal yörüklerinden olduğundan bahsedilir.Karaçakal yörüklerinde anlatılanlar, Çakal Varsak, Teke, Sarıkeçili, Karatekeli, Honamlı,Sarı Mehmetli yörükleriyle kaynaşılmış bir düzenden söz edilir.Hatta övgüyle...
Avşar yörüklerinden Çakal Yörükleri ve Çakal Yörükleriden de Karaçakal yörükleri bölünecek.Karaçakal aşireti küçük bir boydur.Gerek Aydın,Gerek Isparta yöresinde ortak bir anlatım vardır.
Avşar yörükleri,Anadolu yollarında iken Yörük Beyi vefat eder. Beyin ölümü iki oğlu arasındaki çekişmeyi su yüzüne çıkarır.Aşiret FIRAT Nehrine dayanmıştır.Nehri geçmek bile iki kardeş arasında sorun olur.Büyükkardeş SARIBEY nehri hemen geçmek ister.Küçükkardeşi KARASAKAL Lakaplı olanı ise nehirboyunca gidilip uygun bir yerden geçmek istediğini bildirerek arkasına takılanlarla yürür.Aşiret hemen ikiye ayrılmıştır.
Büyükkardeş Sarıbey atını nehire sürer,boğulur ve aşireti güçlükle karşıya geçer ve de sıkıntılar yaşanır.
Küçük kardeş Karasakal nehrin aşağılardan uygun biryerden geçerler.Fırat kıyısında dinlenirlerken yukarıdan boğulanlardan bazılarının cesetlerini görürüler...
Küçükoğlana giderek ;
--- Beyimiz,Karasakalımız, ÇAKALLIK yaptı da kurtardı.ÇAKAL BEYİMİZ derler.Keçilerinin sarı olmasından dolayı Sarıkeçili obası oldukları da söylentisi de vardır.Bu aşirete ÇAKAL Yörüğü denmeye başlanır.Adana da bir süre kalınca da ÇAKALLAR ÇAKILI Kaldılar. Denilir.ÇAKAL-ÇAKILI-ÇAKIL Yörük boyu böylece adı duyulmaya başlar.Yörükler kurnazlığı çakalla bağdaştırmaktadırlar.
Çakal Yörükleri deve katarlarıyla Adana,Mersin,Antalya ve Konya ovalarını işyeri olarak görmüşler,Hatta Tuz gölünden çıkarılan Tuzları batıya taşıyan kervanlara katılarak Isparta,Afyon,Denizli ve Aydın illeriyle de tanışmışlardır...
ÇAKAL YÖRÜKLERİNDEN , KARAÇAKAL YÖRÜKLERİNE...
(Rahmetli Hacıoğlu Dede’den İlkokul ödevi için köyümüzle ilgili anlattıklarından...)
“--- Sözde oğlumuz...Ben bunları kimse ile pek konuşmadım.Amma Avşar,Sarıkeçili,Tekeli,Karasakal ve birçok yörük aşireti duyardık.Dünya gailesi işte.Aklımda kalanlar...
Mersin,Narman(Tarsus),Mut ve Zeyne(Gülnar) yöresindeki Çakal aşireti nin Beyi ölür.Kardaşları arasındaki huzursuzluk eyice belli olmuştur.Yaylaktan Kışlaya dönüş yolunda,dere kenarında karşı yakada gördüğü kara bir çakalıişaret eden Küçük oğul; ---Beybabam derdi ki Karaçakal ın gittiği yolda hayır vardır. Derdi, diyerek yaban hayvanının geçtiği yolamağa doğru yönelir.Aşirete de seslenir,
--- Beni seven arkamdan gelsin,Gelmeyenler de hakkını helal etsin,benden yana helal olsun.
Diye vedalaştıktan sonra,Atını Karaçakalın yolamağına sürer,Arkasından bir Grup da yürür.Karaçakalın ardından giden KARAÇAKAL YÖRÜKLERİ olarak anılırlar. “
Dediği bir anlatımı olmuştu.
Karaçakal Yörükleri Savrancıbaşları ve kervanlarından adlarını duydukları Manavgat üzerinden Serik’i kışlak,Anamas dağı eteklerini Yaylak olarak kullanmışlardır.Aynı zamanda Aydın yöresinde geniş alanların kışlak olarak çok uygun olduğu görülmüş ve Kumalar Yaylasına birkaç Kez de gidilmiştir.Serik ve Anamas gözdeleridir.Aynı bölgedeki Varsak,Teke,Manavgat,Zorbanlı gibi yörük aşiretleri ile yakınlaşmışlardır.
Aşiret kendi içinde sorunlar,Kardeş kavgaları ,anlaşmazlıklar nedeniyle de bölünmelere uğramıştır.Önemli ve hazin bir olay Isparta,Burdur yöresinde de hala anlatılmaktadır.
Önemli ve hazin bir olay Isparta,Burdur yöresinde de hala anlatılmaktadır. Aşiret içinde anlaşmazlık görünmemesine rağmen,Her ne sebeb var ise;Bir sabah bakılır ki gece 200 civarında çadır,obadan ayrılmıştır.Yörük Beyi çok üzülür.Beddua eder;
Akınıza kara demedim,
Olmuşa ham demedim.
Bir olalım,Pir olalım ...
Yüreği yanmıştır.Aşiret beyi herkesi toplar,Buraların tadının kaçtığını, Duramayacağını, Kışın Aydın yüzüne ,Yazın Çivril Üzerinden Kumalar Yaylasına gitmeyi önerir.Teklifi kabul görmüştür.Karaçakal aşiretinin en büyük bölünmesi böyle olmuştur.Hazin öykü devam eder.Kalanlar Eğridir üzerinden Akşehir üzerine gitmeyi düşünürler...
Karaçakal Aşireti,Güzün Dinar,Denizli cihetine yönelmiş,Menderes Nehrini Dağ eteğinden takip ederek,Söke ilersindeki Bafa gölü yakınlarına konmuşlar,Azap gölünde de Hayvanlarını sulamışlar,Yaylak olarak Kumalar seçilmiştir.
Vefat haberini duyan Burdur yöresinde kışlamakta olan,Zorbanlı Yörükleri Beyi, Birkaç adamı ile başsağlığına gelir.Zorbanlı Beyi,aşiretteki bölünmeyi duymuş,Ispartada kalanlarla görüşmüş,barışmak için birtakım sözler almıştır.Bey karsına başsağlığı diledikten sonra;
“ -Bacım Bakın Biz bu ikilği de ortadan kaldıralım,Rahmetli Beyimizin dediği gibi Bir olalım,Pir olalım.Isparta da kalanlarla da konuştum.Onlar da sizin canınız,ciğeriniz.Kızlarınız,oğlanlarınız kaynaşmış,İnekleriniz ineklerinizi,davarlarınız davarlarını tanır,Köpekler bile bir iken bu ayrılık heç eyi olmadı,Bacı...
Biz de öyle gördük,öyle bildik.Geçmiş unutulmaz ama bazen unutulması gerekir.Koskoca Kumalar size yetecek Bacı... “diyerek dokunaklı konuşma yapar.Bey karısı,oğulları ve aşiret büyükleri ikna olur.Gelen Baharda Kumalara Yaylağa beraber çıkılacaktır.Dinar,Uluborlu yanlarında buluşulacak ve birlikte yaylaya yolculuk yapılacaktır.Zorbanlı Beyi söz alır.
Yaklaşan bahar ile birlikte;Aydın kışlağında göç hazırlıkları başlar.Aşiretteki ayrılık son bulacak,akrabalar kavuşacak,aşiret yine eski kalabalık,dopdolu günlere kavuşacak,Kumalar yolunda birliktelik yaşanacaktır.
Develer hazırlanır,süslü havutlar,yularlar takılır.Genç kızlar bayramlık giyitleriyle develeri çekmeye hazırdır.yüklenilir,Çadırlar,Nakışlı kıl çuvallar, çullar, çeyizler, yiyecek, içecek,giyecek ne varsa...Yaylaya göç başlar...
--- Oğullar,kardeş kavgası son bulacak.Bizler onları karşılayalım, siz ikiniz önden gidin,karşılayın,selamlarımızı iletin diyerek iki kardeşi yollar
Atlarını mahmuzlayan iki bey oğlu Tırtar boğazına varırlar.ıspartadan gelecek aşiret yok,oysaki gelmeleri gerekir.
Birden tüfek sesleri ile Tırtar boğazı yankılanır.Silah sesleri yerden havaya karşı dağlara sonra sanki yerden boğazı baştanbaşa geçmektedir.Dolanır,dolanır boğazın sonuna varır,kaybolur,tekrar duyulur.Kardeşler şaşırmış halde birbirlerine bakarlar. Tekrar patlayan silah seslerinin birinde Büyük oğlan atın üstünde şöyle birkaç metre havaya sıçrar,tekrar eyere oturur,şakaklarında kanlar sızmaya başlar, beyni dağılmıştır.Atın üstüne yığılır,ürken attan yere düşer bir ayağı üzengiye takılır.At koşarak aşirete geri döner,üzengiye takılı büyük oğlunun kafası parçalanmıştır.At bey karısının önüne kadar koşar ve durur.Tırtar boğazında;efesinin vurulduğunu gören küçük oğul önce şaşkınlıkla atını sağa sola hareket ettirse de;tanıdık bir ses kulağında yankılanır.
--- Büyük yılanı hallettik,kuyruğunuda koparalım.
Tekrar patlayan silahlar küçük oğulu hedef seçmiştir.Yaralanan oğul atının üstünde aşiretine ulaşır;
--- Ana,ana yaktılar bizi bizimkiler... der, düşer,kan kaybından ölür
Bey Karısı ve Aşiret, ağıtlar yakarak,oğullarını ulu bir meşe ağacının altına yanyana gömerler.Etrafını da bulabildikleri taşlarla örerler.Orası aşiretin mezarlığı olmuştur.Sonraki yıllarda,göçlerde Ölenleri ,hatta yakında ise birkaç gün bekletilerek Beyoğullarının mezarlığına gömülürdü.
Hayat devam ediyor, Kumalar yoluna devam etmek gerek.Aşiret develer,davarlar,çocuklar Kumalara,yaylağa ulaşmakla acılarının azalacağını düşünürler.Kumalar yaylasında,erikli Pınarda,Kemer kuyuda ,Akburunda yayladılar.Kışlak olarak Bafa ve Azap gölleri yöresini terkederek Madran dağı eteğinde Donduran köyü üstlerinde geniş,sulak ormanlık alanı seçtiler.Göller,çavlanlar,pınarlarla dolu olan bu yerleri sevdiler.
Kış yurdu adı üstünde karadır,karakıştır.İç karartıcı gibi görünür ve de yaşanır.Yağmurlar birkaçgün değil haftalarca sürer de göz gözü görmez.Kar da yağar ,o yüzden yörükler genelde dağın eteklerine çadır kurarlar.Kuytuluklarda barınırlar.
Hayvanlar için marul yapraklı meşelikler,pıynarlarla kaplı bu dağlarda kışlak olarak adım attıktan sonra yıllarca devam eden bu topraklar,son nesillere yurt oldu ,köy oldu.. Karaçakal aşiretinden Ali isminde birisi,Kumalar yaylasından hacca gider,Akşamleyin hayvan keser,konu komşu akraba oba yer içer.Sabahleyin uğurlamaya birkaç kişi gelir,AkşamkilerinÇoğundan eser yoktur.Hepiniz yedi dağa dağılasınız diye söylenir ve obamızın dağınıklığına ait masalımsı bir olaydır.Hacca giden Hacı Ali nin birkaç oğlu olup , bunlar Hüseyin ve Mehmettir.Hacı Ali, Hac dönüşü o zamanlarda adet olan KASIM isimli bir Arap köle çocuğu ,yetiştirip,evlendirerek azat edip sevap kazanmayı düşlemiştir.Nitekim gerçekleştirir.Beşkardeşler olayı ve Soyumuzun Arabistana dayandırılması bu olaylardır.Bu olaylarda tarih mefhumu biraz karmaşıktır.Olaylarda Destanımsı,Masalımsı bir anlatım hakimdir.
Arap Kasım oğulları olarak,5 oğlan bir kız olup isimleri;,İsa,İsmailmusa,Bekir Bey,Mahmut,Süleyman ve kız Kara Neslihan dır.
Karaçakal Köyü Yörüklerini Gruplandırmak Tam anlamı ile zordur.Çünkü akraba evlilikleri ile sülaler kaynaşmış,Harici yörüklerden ve yörelerden katılımlar olmuştur.
Yörüklerin bir kısmı Arap Kasım oğulları (Beşkardeşler den BekirBeyler,Kasımlı sülalesi Kara İmamlar,İbililer,Çelenler, Ilılar,Karatoplar,KirliEbeler,Albazlar...)
Bir kısmı Hacı Hasan soyundan Oğlu Ali, onun Oğlu Kabak Halil ‘in çocukları olan Hacı Kuru Mustafa,Hacı Balaban Mehmet ,Selver,Dudu ve Eşe den (Ekizler,Bolatlar,Balabanlar,Arzıhaliller,Alişanlar,Tatlılar,...)
Aliuşağı Mahallesi de aşiretimizin ve köyümüzün doğusundaki grupları kapsar.Gök Ayşeler(Asiye Nine),Çarıklar,Saraçlar,Paşalar...
Hacı Süleyman sülalesi de büyükçe bir gruptur.(Koca Eseler,Hacı Beyler,Tatlılar,Saralılar, İbrahim Hoca-Asiye Nine ...) Ayrıca Kürdekler HacıHasanlar), Kocaaliler, Araplar,Duralılar, Hacıoğlu,AliKöse, Kundakçılar,Ulu Ahmet'er . Yelaldılar dıştan katılanlardır.
Yaklaşık 1840-1850 Yıllarında Osmanlı Devletince,,Karaçakal yörüklerine ilk kez zorunlu bir iskan denemesi uygulanmıştır.Askerlik,eşkıya ve vergi disiplini sağlayamayan Osmanlı Karacakal Aşiretini Aydın-Yenipazar-Donduran köyünün 3-4 km üstündeki bölgede tutarak yerleşik düzene geçirmek ister.BUGÜN BURAYA İLK İSKAN YERİ denir.Burada bulunan mezarlığa İLK İSKAN MEZARLIĞI denmekte bilinen 2-3 kabir vardır.Bugün birkaç dam yıkıntısı ve eski bir mezarlıktan başka bir şey yoktur.Burası şimdiki nesilimizce bilinmemekte sadece yaşlılarımız hatırlamaktadır. Burada 5-6 adet Yörük Beyi birarada tutulur,Oysaki Yörük beylerinin birarada olduğu vaki değildir.Obalarının arası tepelerle sınırlı iken,iskan nedeniyle Beyler biraradadır. Bu Beyler;
CURABEY
VELİ BEY
İMİRZA BEY
HÜSEYİN BEY ve kardeşi
ELLEZ BEY ‘dir
Manisa da Beylerbeyi GÜNDÜZ BEY olup,Tahsildarı Hüseyin beydir,Hüseyin Bey,Vergileri toplamakta Gündüz Beye göndermektedir.Gündüz Bey vergilerden giderleri düşüp kalanını Padişah emriyle Hicaz Demiryolu inşaatına ve Mekke Medine de Kabe gibi kutsal yerlerin onarımlarında harcanmaktadır.Çünkü Yörük vergisi Helal Paradır.Sadece hayvan ve ürünlerinden alınan paradır.Faiz,kumar,fuhuş parası değildir.
Bu arada Bursa,Manisa,Konya da Beylerbeyi bulunduğu duyulmaktadır.Beylerbeyi sahalarında işlenen suçlar diğer tarafta dikkate alınmamakta olduğu duyulur.Aydın Yörüklerinin Hüseyin Bey beyliğinde kaldığı ve en son beyin BEKİR BEY olduğu anlatılmaktadır.
Birgün Veli Bey Bir gelin-Kadın meselesi yüzünden İmirza Beyin adamını öldürür.Olaylar kandavasına dönüşmek üzere iken, Cura Bey devreye girer ve barış sağlanır.Cura Bey ,Veli beye uğrar konuşurlar ,kayada bir keklik ötmeye başlar.Cura Bey başını kaldırır ve kekliğe;
--- Öt Keklik öt,meydan sana kalıyor.deyince Veli Beyin içine bir şüphe düşer.Bir süre sonra, İmirza bey, 4 oğlunu Veli Beye göndererek akşam yemeğine davet ederler.Veli Bey silahını çeker 2 genci öldürür. Neslihan Adında Osmanlı bir kadın varmış.Beyler bile birçok şeyi bu kadına danışırlarmış.Veli Bey Neslihan ı çağırır.Yardım ister,Neslihan bir çuvalın içine Veli Beyi sokar, eşyalarını devenin karşı yükü yaparak yükler.Veli Beyin adamlarına; hayvanları,eşyaları ve adamlarını alarak Akçay tarafına gitmelerini söyler....
Neslihan Veli Beyi Deve üstünde ileride bekleyen adamlarına,oğullarına verir.Veli Beyin imi timi duyulmaz.Isparta Konya Beylerbeyliğinde olsa gerek bu yöreye yerleştiği sonraları duyulur.Veli Bey Konya Beylerbeyi Eğridir yörükleri tahsildarı olur ve burada kalır.Sofular ,Havutlu,Yılanlı ,Keçili ve başka köylerde Karaçakal aşiretleri karışmıştır.Neslihan adındaki bu kadın, beylerin birbirini yok etmesini önlemiştir.
Bir süre sonra Ellez Bey Eğridir’e Veli Beye gider,Olayların unutulduğunu ve aşiretin tekrar Bir araya gelmesinin istendiğini aktarır.Veli Bey Ellez Bey’i öldürür.Ara iyice açılır.
Bu olaydan sonra beyler dağılır.Cura Bey Tire ve Ödemiş’e,İmirza Beyin ise Adana-Osmaniye ilçesi yakınlarına gittiği duyulmaktadır..
Aydın yöresinde 1850 yıllarındaki ilk iskan denemesi Karaçakal yörükleri için acılarla doludur,2.İskan denemesi 1866 dır.3. ve son iskan 1877 yılında Akçay köprüsüne dikilen Zaptiyelerin acımasız davranışları sonucun da yeni gelinler kocalarından,akaraba akrabadan,inek buzağısından,koyun kuzusundan ,Deve dorumundan ayrılmıştır. Yerleşik düzen başlamıştır.Aydın-Yenipazar ilçesinin üstündeki dağların neredeyse tamamı Karaçakal Yörüklerine tahsis edilmiştir.Burada İzmir den gelerek yerleştirilen İzmirlioğlu sülalesi yaşamaktadır.Yörüklerle bir kapışma yaşansa da kalabalık olan yörükler üstün gelir.Koca bir alana yerleşilir.Alamut üzerinden , Eğridere arasındaki kocaman bir makilik bölge Yörüklere ayrılmıştır. Kontrol edilebilsinler diye yapılan bu düzenlemeye rağmen her aile bir tepeye yerleşmiştir. Sonuçta Ortada kalan Şimdiki Köseler mahallesi Yenipazar ın Hükümet mahallesi iken aşiretin adıyla kurulan köye katılmıştır.Karaçakal köyü böyle doğmuştur.Devletin Ağaçlandırma projesi sonucu sürüler satılmış,İlçeye göç başlamıştır.
Bugün 6 Mahalleden 3 mahalle kalmış,4 Mayıs.2007 günü kahvede yaptığımız değerlendirmedeSonucunda 381 kişi yaşamaktaolup,çoğunluk yaşlı nüfustur.
|
|